Personel sayısı yüksek olan üretim tesislerinde yapılan işlerin bir kısmının alt işveren firmalara (taşeronlara) devir edilmesi günümüzde yaygın bir uygulama. Özellikle toplu iş sözleşmesi bulunan iş yerlerinde taşeronlaşma ciddi maliyet, yönetim ve risk paylaşım avantajları sağlıyor. Taşeronlaşma kararının muhtemel hukuki sonuçları ise karar vericilerin aklında soru işaretlerine neden olarak büyük fırsatları gölgeliyor.
Hadi başlayalım…
Öncelikle bütün bu soruların temelinde yatan kavramı açıklığa kavuşturmak gerek.
Cevap: Evet, haklı fesih nedenidir.
Açıklama:
İş Kanununu diğer kanunlardan ayıran en önemli hususlardan biri iddianın ispatı yükümlülüğü konusudur. Bilindiği üzere temel hukuk normlarına göre “iddia sahibi iddiasını ispatla yükümlüdür.” Ancak iş kanununda durum farklıdır. Belge tutma yükümlülüğü işverende olduğundan iddia sahibi kim olursa olsun ispat yükümlülüğü işverene aittir. Dolayısıyla, İş Sözleşmesinin feshedilmesi halinde fesih işleminin haklı nedene dayandığının ispatı yükümlülüğü de işverene aittir.
Muvazaa olmaması kaydıyla işin bir bölümünün alt işverene devir edilmesi geçerli fesih nedenidir.
Muvazaa Nedir?
Muvazaa: Bir hukuki ilişkinin taraflarının, üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, gerçek iradelerine uymayan ve kendi aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak konusunda yaptıkları gizli anlaşma.
Muvazaa 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2.maddesinde açıklanmaktadır.
4857-2: “Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.”
Muvazaa’nın 3 temel unsuru vardır:
1- Asıl iş (uzmanlık gerektiren bir iş değilse) taşerona devredilemez.
2- Taşerona devredilen asıl işveren çalışanlarının hakları kısıtlanamaz.
3- Daha önce asıl işverenin işyerinde çalışmış olan birisi (o kişinin sahibi veya ortağı olduğu şirket) ile taşeron ilişkisi kurulamaz.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin aşağıdaki kararına göre 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2.maddesine uygun kurulan Alt İşverenlik ilişkisi haklı fesih nedenidir.
T.C. YARGITAY 9.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/13508 - Karar: 2008/9251 - Karar Tarihi: 21.04.2008
“İş Kanununda yardımcı işlerin alt işverene verilmesinin herhangi bir koşula bağlanmaması nedeniyle, bu nevi işlerin muvazaa olmaması kaydıyla alt işverene devri sebebiyle iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde, feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilebilir.”
Cevap: Evet, devam edebilirler. Ancak muvazaa doğurmaması gerekir.
Açıklama:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2.maddesinde açıklanan ve yukarıda yer alan muvazaa tanımında yer alan “Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz.” İlkesine uyulduğu sürece devredilen personellerin işlerine devam etmelerinde hukuki bir sakınca yoktur.
Cevap: Evet, edebilir. Ancak muvazaa doğurmaması gerekir.
Açıklama:
Yukarıda yer alan Yargıtay kararında açıkça ifade edildiği gibi; “İş Kanununda yardımcı işlerin alt işverene verilmesinin herhangi bir koşula bağlanmaması nedeniyle, bu nevi işlerin muvazaa olmaması kaydıyla alt işverene devri sebebiyle iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde, feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilebilir.”
Bu noktada, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde açıklanan muvazaa tanımının 1. ve 3. Unsurları dikkate alınmalıdır. Yani; asıl iş kapsamına giren bir iş taşerona devredilmemeli ve daha önce o firmada çalışmış biri ile taşeron ilişkisi kurulmamalıdır. Muvazaa yoksa fesih geçerlidir.
Cevap: Evet, edebilir. Ancak muvazaa doğurmaması gerekir.
Açıklama:
Hukuken önemli olan nokta feshin geçerli nedene dayanmasıdır. Muvazaa yoksa ve fesih geçerli nedene dayanıyorsa personelin toplu iş sözleşmesine tabi olması sadece fesih sonrası alacağı tazminat ve diğer şartları etkiler.
Bu durumda işverene düşen feshin geçerli nedene dayandığını ispat etmektir. İşin taşerona devri (muvazaa olmaması şartıyla) haklı fesih nedenidir. Feshin geçerliliği ispat edilirse, personelin sendikal sebeplerle işten çıkarıldığına dair iddiasını ispatlanması beklenir. Dava sürecinde genellikle aşağıdaki hukuki denetimler uygulanır:
HUKUKİ DENETİMLER (Tutarlılık / Keyfilik / Ölçülülük / Feshin Son Çare Olması İlkesi)
- İşletmesel karar: Firmanın taşeronlaşma kararını yazılı olarak almış olması.
- İstihdam fazlasının tespiti: Taşeronlaşma dolayısıyla oluşan personel fazlasının tespit edilerek sözleşmesi feshedilen personel sayısı ile karşılaştırılması.
- Fesih öncesi ve sonrası asıl işyerine yeni işçi alındı mı?
- Fesih sonrasında asıl işyerinde mesai uygulaması yapılıyor mu?
- Sözleşmesi feshedilen personeller farklı bölümlerde değerlendirilebilir miydi?
- Sözleşmeleri feshedilen personellerin seçiminde kriter neydi ve adil miydi?
Sonuç olarak; amaç gerçekten taşeronlaşma ise, profesyonel & tecrübeli bir firma ile anlaşılmış ve muvazaa doğurmayan bir planla işlem gerçekleştirilmişse taşeronlaşmanın hukuki sonuçlarından çekinmeye gerek yoktur.
Saygılarımla.
Oğuzhan ASLAN0850 420 0 426